Bölüm 6
TEMEL FOTOĞRAFÇILIK EĞİTİMİ
Karanlık Oda Tekniklerinin Tarihsel ve Teknik Gelişimi Üzerine Akademik Bir İnceleme
İçindekiler
1. Giriş 2. Karanlık Oda ve Kullanılan Ekipmanlar 3. Karanlık Odada Kullanılan Ekipmanlar 4. Kart Baskısında Kullanılan Araçlar 5. Karanlık Odada Kullanılan Sarf Malzemeler |
6. Siyah Beyaz Fotoğraf Kağıtları 7. Kontak Baskı ve Test Baskısı 8. Büyük Boy Baskı 9. Baskı Kalitesi ve Değerlendirme 10. Negatifi Değerlendirme |
Giriş:
Fotoğrafçılık, teknolojideki hızlı gelişmelerin en derinden etkilediği alanlardan biri olmuştur. 1990'lı yıllardan itibaren donanım ve yazılım alanındaki yenilikler, fotoğrafın hem çekim aşamasında hem de üretim sürecinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Bilgisayarlar, görüntü işleme yazılımları, tarayıcılar ve yazıcılar, fotoğrafın dijitalleşme sürecini hızlandırmış, bu süreç fotoğrafçılığın teknik üretimini kökten dönüştürmüştür. Özellikle kameraların dijital hale gelmesiyle, fotoğraf üretimi ve terminolojisi yeniden tanımlanmış; "dijital/sayısal" fotoğraf, analog tekniklerle üretilen "konvansiyonel/kimyasal" fotoğrafın yerini almaya başlamıştır. Dijital fotoğraf teknolojisinin hızla gelişmesi ve bu alanda faaliyet gösteren firmalar arasındaki rekabet, dijital ekipmanların daha erişilebilir hale gelmesini sağlamıştır.
Bu teknolojik ilerlemelerle birlikte, fotoğrafçılık dünyası dijital yöntemlere yönelse de, analog fotoğrafçılık hala birçok fotoğrafçı için vazgeçilmez bir değer taşımaktadır. Özellikle filmle çekim sonrası yapılan işlemler, karanlık oda kullanımıyla gerçekleştiği için dijital fotoğrafın getirdiği hızın ötesinde, fotoğrafı adeta bir sanatsal yaratım sürecine dönüştürmektedir. Karanlık oda, grenin piksele, kimyasalların dijital mürekkebe, kâğıt baskının ekran görüntüsüne evrilmesine rağmen, birçok fotoğrafçı için hala "büyülü" bir ortam olarak kabul edilmektedir. Dijital fotoğraflar çekildikten hemen sonra görüntülenebilse de, analog fotoğrafçılıkta filmin kimyasal işlemlerden geçirilmesi ve bu işlemler sonunda görüntünün kâğıda kalıcı olarak aktarılması, fotoğrafçılar için çok daha emek yoğun bir süreçtir.
Bu sürecin getirdiği teknik zorluklar ve uzun işlem süreleri, fotoğrafçıların eserleriyle daha derin bir bağ kurmasına, bu süreçteki her aşamayı daha kişisel bir deneyim haline getirmesine olanak tanır. Dijital çağın getirdiği hız ve kolaylıklar, bu yavaş ve düşünceli sürecin önemini unuttursa da, fotoğraf sanatında deneyim ve ustalık kazanmak isteyen her fotoğrafçının karanlık oda tekniklerini öğrenmesi büyük bir değer taşımaktadır.
Bu ünitede, analog fotoğrafçılığın temel unsurlarından biri olan siyah beyaz fotoğraf tekniği bağlamında karanlık oda teknikleri, kullanılan ekipmanlar ve malzemeler incelenecek, film yıkama ve kâğıt baskı işlemleri detaylı olarak ele alınacaktır. Bu tekniklerin anlaşılması, sadece tarihsel bir bakış açısı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda fotoğrafçılık sanatıyla ilgilenenlerin teknik bilgilerini derinleştirecek bir yol haritası sağlayacaktır.
Karanlık Oda Ortamının Fiziksel Özellikleri
Karanlık odaların boyutları ve düzeni, kullanım amacına ve kullanıcı sayısına göre değişkenlik gösterir. Kişisel kullanım için 4-5 metrekarelik küçük bir alan yeterli olabilirken, okul, dernek ya da stüdyo gibi ortamlarda daha geniş bir alana ihtiyaç duyulabilir. Karanlık oda, genellikle iki ana bölüme ayrılır: kuru alan ve ıslak alan. Kuru alanda film sarma ve kâğıt pozlama işlemleri yapılırken, ıslak alanda kimyasal solüsyonlarla film ve kâğıtların yıkanma ve banyo işlemleri gerçekleştirilir. Islak alanda yapılan işlemler sonucunda film ve kâğıt yüzeyindeki kimyasallar temizlenir ve baskılar hazırlanır.
Karanlık odanın en temel özelliği, tamamen ışıktan izole edilmiş bir ortam olmasıdır. Çünkü ışığa duyarlı malzemelerle çalışıldığından dolayı herhangi bir ışık sızması, fotoğrafların kalitesini bozabilir. Bu yüzden karanlık odada giriş ve çıkışlar kontrollü olmalı, aydınlatmalar ise emniyet ışıkları aracılığıyla sağlanmalıdır. Bazı karanlık odalarda, içeride çalışma olduğunu belirten uyarı ışıkları kullanılarak dışarıdan müdahale önlenir.
Karanlık Odanın Teknik Gereksinimleri
Karanlık odada kullanılan film türüne göre, renkli ve siyah beyaz işlemler için ayrı mekanlar gerekmektedir. Her iki ortamda kullanılan araç ve ekipmanların bir kısmı benzerlik gösterse de, bazı farklılıklar da vardır. Karanlık odada gerçekleştirilen işlemler genellikle saatler sürebilir, bu nedenle ortamın sağlıklı koşullara sahip olması oldukça önemlidir. Kimyasal solüsyonların buharlaşmasıyla ortam havası değişebilir ve bu durum, uzun süreli çalışma sırasında sağlık riski yaratabilir. Bu yüzden karanlık odanın iyi bir havalandırma sistemine sahip olması gerekir. Havalandırma sistemi ise ışık sızdırmayacak şekilde tasarlanmalıdır.
Temizlik ve İklim Kontrolü
Karanlık odanın temiz ve tozdan arındırılmış olması şarttır. Çünkü toz parçacıkları film veya baskı yapılan kâğıt yüzeyine yapıştığında lekeler bırakabilir. Bunun yanı sıra, karanlık odada kullanılan su ve kimyasal solüsyonlar için su tesisatının (musluk, lavabo, su gideri) düzgün çalışması gerekmektedir.
Sıcaklık kontrolü de oldukça önemli bir unsurdur. Banyo işlemleri sırasında kullanılan kimyasalların sabit bir sıcaklıkta tutulması gerekir, çünkü sıcaklık değişiklikleri kimyasal reaksiyonları etkileyerek film veya kâğıt üzerinde oluşan görüntünün kalitesini düşürebilir. Ayrıca, ortam sıcaklığının fotoğrafçının konforunu da etkilediği unutulmamalıdır. Aşırı sıcak ya da soğuk bir ortam, uzun süreli çalışma sırasında motivasyon kaybına yol açabilir.
Elektrik ve Aydınlatma Düzeni
Çalışma ortamında su ve kimyasalların bulunması nedeniyle elektrik tesisatının nemli ortamlara uygun ve güvenli olması gerekir. Elektrik prizleri yeterli sayıda olmalı, prizler topraklanmış ve açma-kapama düğmeleri karanlık oda içinde rahatça erişilebilir bir konumda olmalıdır. Siyah beyaz film sarma işlemleri sırasında ortam tamamen karanlık olmalıdır. Ancak fotoğraf kâğıdı baskısı yapılırken, kâğıtların duyarlı olmadığı kırmızı ışık kullanılabilir. Bu tür güvenlik ışıkları, normal ışık kaynaklarına filtreler eklenerek de elde edilebilir. Ancak kırmızı ışığın agrandisör ve banyo küvetlerine çok yakın olmaması önemlidir, çünkü yakın mesafedeki kırmızı ışık kâğıdı pozlayabilir ve bu da istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Işık Seçenekleri
Karanlık odalarda genellikle kırmızı ışık kullanılsa da, bazı durumlarda amber veya turuncu ışıklar da tercih edilebilir. Bu ışıklar, kullanılan film ve kâğıtların duyarlılığına bağlı olarak seçilir ve işlemler sırasında dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.
Karanlık odada hem film yıkama hem de baskı yapmak için bir dizi temel ekipman ve aksesuar kullanılır. Bu araçlar, işlemlerin sağlıklı ve kaliteli bir şekilde gerçekleştirilmesi için vazgeçilmezdir. Kimi ekipmanlar her karanlık odada bulunması gereken temel araçlar iken, bazıları yalnızca özel işlemler ve uzmanlık gerektiren durumlar için kullanılır. Bu bölümde, karanlık odada siyah-beyaz fotoğraf teknikleri için gerekli olan temel ekipmanları ve işlevlerini detaylıca inceleyeceğiz.
Film yıkama sürecinde kullanılan kimyasal solüsyonların doğru oranlarda hazırlanması, kaliteli ve başarılı bir sonuç elde etmek için son derece önemlidir. Kimyasalların doğru ölçülmesi, karışımın verimli ve etkili olmasını sağlar. İşte bu noktada, ölçü kapları (beher) devreye girer. Farklı kapasitelerde üretilen bu kaplar, kimyasalların hassas bir şekilde ölçülmesini ve karıştırılmasını mümkün kılar.
Ölçü kapları genellikle litre (L), santilitre (cc) ve mililitre (ml) gibi birimlerde ölçeklendirilmiştir. Kapların dış yüzeyinde bulunan kadranlar, içindeki sıvının miktarını hassas bir şekilde belirlemenize yardımcı olur. Özellikle film yıkama işlemi sırasında kimyasal oranların küçük sapmalarının bile sonuç üzerinde büyük etkileri olabileceği göz önüne alındığında, bu kapların kullanımı son derece kritik hale gelir.
Kimyasalların homojen bir şekilde karıştırılması ve istenen konsantrasyona ulaşması için doğru ölçüm hayati bir rol oynar. Film yıkama ve baskı işlemlerinde ölçü kapları, işlemlerin bilimsel doğrulukla yapılmasına olanak tanıyan temel bir ekipmandır.
Kimyasal solüsyonlar hazırlandıktan sonra, uzun süreli kullanım ve yeniden kullanım için doğru koşullarda muhafaza edilmeleri gerekmektedir. Bu noktada, saklama kapları kimyasalların bozulmadan korunması ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için hayati önem taşır. Kimyasalların hava ile teması, özellikle geliştirici solüsyonlar için büyük bir risk oluşturur, çünkü bu maddeler hava ve ışıkla reaksiyona girerek hızla bozulabilir.
Plastik kaplar, esnetilerek içlerindeki havanın çıkması sağlanarak kullanılabilir. Böylece kimyasal solüsyonun hava ile temas etmesi en aza indirilir. Cam kaplarda ise, kap içinde kalan hava miktarını azaltmak için cam misketler kullanılabilir. Cam misketler kabın içindeki hava hacmini düşürerek kimyasalların daha uzun süre bozulmadan saklanmasına yardımcı olur.
Geliştirici kimyasallar, sadece hava ile değil, aynı zamanda ışıkla da etkileşime girdiğinden dolayı, bu tür kimyasallar koyu renkli kaplarda ve ışıksız ortamlarda muhafaza edilmelidir. Böylece kimyasalların ömrü uzatılır ve daha uzun süre kullanılabilir durumda kalır. Her bir saklama kabının üzerine içerik bilgileri, hazırlanma tarihi ve kimyasalın özellikleri gibi bilgiler yazılmalı, bu sayede kullanım sırasında doğru kimyasalın tercih edilmesi sağlanmalıdır.
Bu kaplar sayesinde kimyasalların performansı korunur ve tekrar kullanım sırasında istenen etkiyi göstermesi sağlanır.
Spiraller, paslanmaz çelik ya da plastikten üretilmiş, film yıkama sürecinde kullanılan kritik ekipmanlardan biridir. Bu araç, filmin düzgün bir şekilde sarılmasını sağlayarak, kimyasal solüsyonların film yüzeyine eşit bir şekilde temas etmesine olanak tanır. Spiral sayesinde film, sarıldığı yüzey üzerinde her noktada homojen olarak kimyasallarla işlenir, bu da yıkama ve banyo işlemlerinde en iyi sonuçları elde etmeye yardımcı olur.
Spiraller, farklı boyutlardaki filmlere uyum sağlayabilecek şekilde tasarlanmıştır. Özellikle roll film ve 135 mm film gibi farklı film formatlarında kullanılabilen spiraller, genişletilip daraltılabilen yapıları sayesinde esneklik sunar. Bu özellik, farklı formatlardaki filmleri sararken kolaylık sağlar ve yıkama işlemlerinin sorunsuz şekilde ilerlemesine olanak tanır.
Spiralin en önemli işlevi, kimyasal maddelerin film yüzeyine eşit şekilde ulaşmasını sağlamak ve film üzerinde oluşabilecek hava kabarcıklarını minimuma indirmektir. Bu sayede, film yıkama işlemi sırasında filmin her bölgesi aynı düzeyde işlenir ve sonuç olarak daha kaliteli negatifler elde edilir.
Tank, spirale sarılmış filmlerin banyo işlemi için yerleştirildiği, ışık sızdırmaz özel kaplardır. Tank, film yıkama sürecinde kimyasal solüsyonların film yüzeyiyle güvenli ve kontrollü bir şekilde temas etmesini sağlar. Film, spirale sarıldıktan sonra tankın içine yerleştirilir ve tankın iç kapağı kapatılır. Bu sayede, tank içindeki film karanlıkta korunur ve dışarıdan ışık sızmaz.
Tankın önemli bir özelliği, kimyasal solüsyonların güvenli bir şekilde film yüzeyine ulaşmasını sağlayan özel bir kanalının bulunmasıdır. Kimyasal maddeler bu kanaldan tankın içine dökülerek film yüzeyine eşit bir şekilde yayılır, ancak bu işlem sırasında ışık tankın içine girmez. Film banyo süreci böylece tamamen karanlık bir ortamda gerçekleştirilir, bu da negatiflerin doğru şekilde işlenmesini sağlar.
Ajitasyon işlemi, kimyasal solüsyonların film yüzeyine homojen şekilde dağılması ve banyonun her bölgeye eşit etki etmesi için gereklidir. Tankın içinde bulunan spirali hareket ettirmek için bir çubuk kullanılarak spiraller hafifçe sağa sola çevrilir veya tank elde sallanarak yukarı aşağı hareket ettirilir. Bu işlem, kimyasalın film yüzeyine sürekli temas etmesini sağlar ve böylece film üzerinde hava kabarcıkları oluşması engellenir.
Termometre, film yıkama sürecinde kullanılan kimyasal solüsyonların sıcaklığını sürekli olarak kontrol etmek için kullanılan hayati bir ekipmandır. Kimyasalların sıcaklıkları, film banyosu işleminin başarısı üzerinde doğrudan etkilidir. Özellikle geliştirici, durdurma ve sabitleme banyolarında, solüsyonların belirli bir sıcaklıkta olması gerekir. Genellikle ideal sıcaklık 20°C civarındadır; bu sıcaklıkta solüsyonlar kimyasal reaksiyonları en etkili şekilde gerçekleştirir.
Termometre, küvet veya ölçü kapları içinde yer alan kimyasalların sıcaklıklarını hassas bir şekilde ölçer ve gerektiğinde bu sıcaklıkların sabit tutulmasını sağlar. Sıcaklıkta meydana gelen değişiklikler, film üzerinde istenmeyen etkiler yaratabilir; örneğin, kimyasal reaksiyonlar hızlanabilir veya yavaşlayabilir, bu da filmin görüntü kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Film Askı Mandalı, film yıkama işlemi tamamlandıktan sonra filmin kurutulması için kullanılan basit ama etkili bir araçtır. Film, uçlarına takılan mandallar aracılığıyla askıya alınır ve serbest bir şekilde sarkıtılır. Mandalların alt ve üst kısımlarda kullanılması, filmin düz bir şekilde kurumasını sağlar ve içe doğru kıvrılmasını önler. Bu yöntem, filmin üzerindeki kimyasalların tamamen buharlaşmasını ve filmin herhangi bir leke veya iz bırakmadan temiz bir şekilde kurumasını güvence altına alır.
Film Kurutma Dolabı ise daha profesyonel bir çözüm sunar. Bu dolaplar, filmin dış etkenlerden korunarak, özellikle toz ve hava partiküllerinden uzak tutularak kurumasını sağlar. İçindeki fan sistemi sayesinde sıcak hava sirkülasyonu yaratan bu dolaplar, filmin hızlı bir şekilde ve düzgün biçimde kurumasına yardımcı olur. Film kurutma dolabı, hem süreyi kısaltır hem de tozlanma gibi olumsuz etkileri ortadan kaldırarak filmin yüzeyinde herhangi bir bozulma riskini azaltır.
Zamanlayıcı (Timer): Kimyasal banyolarda zamanlama, işlemin başarısını doğrudan etkileyen kritik bir faktördür. Her kimyasalın film üzerinde etki göstermesi için belirli bir süre gereklidir ve bu sürelere kesinlikle uyulmalıdır. Zamanlayıcı (Timer), bu süreleri hassas bir şekilde kontrol etmek için kullanılır. Kimyasal işlemler başladığında zamanlayıcı aktif hale getirilir ve işlem süresi sona erdiğinde sesli bir uyarı vererek, işlemin tamamlandığını hatırlatır. Zamanlayıcılar, işlem süresinin aşılmasını veya yetersiz kalmasını önleyerek film yıkama kalitesini güvence altına alır.Ek olarak, huni, sürahi, kova, su ısıtıcısı, karıştırma çubuğu, film çıkarıcı aparatı, makas, ışıklı masa ve negatif poşeti gibi yardımcı araçlar da film yıkama işlemlerini desteklemek için kullanılır.
Film yıkama işlemi tamamlandıktan sonra, kurutulmuş film baskıya hazır hale gelir. Baskı işlemi, film üzerindeki görüntülerin fotoğraf kağıdına aktarılmasıyla gerçekleştirilir. Bu süreçte, filmden seçilen kareler agrandisör yardımıyla istenilen boyutlarda kâğıt üzerine yansıtılır. Işığa duyarlı fotoğraf kağıdı, belirlenen sürelerde pozlanır ve ardından kimyasal banyolardan geçirilerek kalıcı hale getirilir. Bu işlem, fotoğrafın tonları, kontrastı ve detaylarının kağıda doğru ve estetik bir şekilde yansıtılmasını sağlar.Agrandisör:
Baskı sürecinin en temel aracıdır. Agrandisör, ışığı film üzerinden geçirerek kâğıda yansıtır ve görüntünün odaklanmasını sağlar. Agrandisörün objektifi, görüntünün netliğini ve baskı kalitesini doğrudan etkileyen en önemli parçalardan biridir. Filmin boyutuna göre değişik odak uzaklıklarına sahip objektifler kullanılır. Agrandisörlerde kırmızı filtre bulunur, bu filtre baskı sırasında kağıdı korur ve pozlamayı kontrol etmeye yardımcı olur.
Zamanlayıcı (Timer): Hassas Pozlama Süresi Kontrolü
Agrandisörler, fotoğraf baskısı sırasında zamanlayıcıya bağlı olarak çalışır. Pozlama süresi, baskının kalitesini belirleyen önemli bir faktördür. Zamanlayıcı, agrandisörün ışığını belirlenen süre boyunca açık tutar ve sürenin sonunda ışığı kapatır, böylece pozlama süresinin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlar. Voltaj düzenleyici bir regülatör kullanılması durumunda, elektrik voltajındaki değişiklikler kontrol altında tutulur ve bu sayede pozlama esnasında oluşabilecek hatalar minimuma indirilir.Marjör:
Baskı esnasında kâğıt boyutunu ayarlamak ve kâğıdın düzgün durmasını sağlamak için kullanılır. Aynı zamanda kâğıdın dışa doğru kıvrılmasını engelleyerek düz bir zeminde kalmasını sağlar.
Küvet ve Maşalar: Kimyasal İşlemler için Temel Araçlar
Karanlık odada kullanılan plastik küvetler, baskı yapılacak kâğıdın boyutuna göre seçilir. Küvetlerin içindeki kanallar, fotoğraf kâğıdının kimyasallara düzgün bir şekilde batmasını sağlayarak işlem sırasında kâğıdın tüm yüzeyine kimyasalın eşit şekilde yayılmasına olanak tanır. Maşalar ise kimyasallarla doğrudan temas etmeden kâğıdı küvetler arasında güvenli bir şekilde taşımak için kullanılır. Maşaların uçları genellikle yumuşak malzemeden yapılmış olup, kâğıdın çizilmesini veya zarar görmesini önler.
Karanlık oda teknikleri, film yıkama ve baskı işlemlerinin temelini oluşturur. Bu süreçlerin başarısı, kullanılan kimyasal solüsyonların ve sarf malzemelerinin doğru şekilde hazırlanmasına bağlıdır. Kimyasal solüsyonların hazırlanması, film yıkama ve baskı sürecinin başarılı olmasını sağlayan kritik bir aşamadır. Bu bölümde, karanlık odada kullanılan temel kimyasallar ve sarf malzemelerinin nasıl hazırlandığını ve kullanıldığını ele alacağız.
Karanlık odada fotoğrafçılık işlemlerinin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için üç temel kimyasal solüsyon kullanılır: geliştirici, durdurucu, ve sabitleyici banyolar. Her biri, film ve baskı yüzeylerindeki görüntünün görünür hale gelmesinde belirli bir rol üstlenir. Bu kimyasalların doğru oranlarda hazırlanması ve uygun koşullarda saklanması, fotoğrafın netliği, kontrastı ve kalitesi üzerinde doğrudan etkilidir. Aşağıda, her bir kimyasalın işlevi ve hazırlama süreci detaylı olarak ele alınacaktır.
Geliştirici banyosu, film ve fotoğraf kağıdında pozlanan gizli görüntünün görünür hale gelmesini sağlayan temel kimyasal solüsyondur. Işığa duyarlı gümüş bromür tanecikleri, geliştirici banyo ile etkileşime girer ve metalik gümüşe dönüşür. Bu kimyasal reaksiyon, filmin ya da kağıdın ışık gören bölgelerinde yoğunlaşarak görüntünün yavaş yavaş yüzeye çıkmasını sağlar. Geliştirici banyo, pozlanan alanlardaki bu dönüşüm sonucunda görüntünün net ve belirgin hale gelmesine katkı sağlar.
Geliştirici banyosunun içeriği genellikle metol, hidrokinon gibi kimyasal bileşenlerden oluşur. Bu bileşenler, görüntünün tonlarını ve kontrastını etkileyerek siyah beyaz film ve fotoğraf kağıtlarında derinlik yaratır. Geliştirici banyosunun etkinliği ise hazırlanan karışımın sıcaklık ve seyreltme oranına bağlıdır. Solüsyon belirli bir sıcaklık aralığında, genellikle 18-24°C arasında tutulmalı ve kullanım kılavuzlarında belirtilen oranlarda hazırlanmalıdır. Sıcaklık ve konsantrasyonlardaki küçük sapmalar bile görüntü kalitesinde bozulmalara, kontrast kayıplarına veya düşük yoğunluklu negatiflere neden olabilir.
Bu nedenle geliştirici banyosunun hazırlanması sırasında hassas ölçümler yapılmalı ve sürekli sıcaklık kontrolü sağlanmalıdır.
Durdurucu banyo, geliştirici solüsyonun kimyasal tepkimesini durdurarak film ya da fotoğraf kağıdındaki görüntünün istenmeyen şekilde bozulmasını önleyen kritik bir adımdır. Geliştirici işlem sırasında, ışığa duyarlı gümüş bromür taneciklerinin metalik gümüşe dönüşme süreci kontrollü bir şekilde devam eder. Ancak, geliştirici solüsyonun etkisi durdurulmazsa, kimyasal tepkime aşırıya kaçabilir ve bu da görüntünün aşırı kararmasına veya lekelenmesine neden olabilir. Durdurucu banyo, bu tepkimeyi anında sonlandırarak bu tür istenmeyen sonuçları önler.
Durdurucu banyo genellikle asidik özelliklere sahip olup, geliştirici solüsyonun bazik yapısıyla kimyasal bir denge sağlar. Asit ortam, geliştirici banyoda başlayan kimyasal reaksiyonu hızla sonlandırarak film ya da kağıt üzerinde stabil bir görüntü oluşmasına katkıda bulunur. Çoğunlukla, seyreltik asetik asit gibi maddelerden oluşan durdurucu banyo, kısa bir süre içinde uygulandıktan sonra bir sonraki adım olan sabitleyici banyoya geçilir.
Bu işlem, film ya da kağıdın üzerindeki kimyasal kalıntıların temizlenmesi ve görüntü kalitesinin korunması açısından hayati öneme sahiptir. Ayrıca, durdurucu banyo ile kimyasal işlemin dengelenmesi, geliştirici solüsyonun etkisinin istenmeyen bölgelerde devam etmesini ve dolayısıyla görüntüde oluşabilecek lekeleri engeller.
Sabitleyici banyo, diğer adıyla fiksaj, karanlık oda sürecinin son ve en kritik aşamalarından biridir. Bu aşamada, görüntü ışığa karşı dayanıklı hale getirilir ve fotoğraf kalıcı bir forma dönüşür. Geliştirici ve durdurucu banyoların ardından gelen sabitleyici banyo, fotoğrafın ya da filmin ışığa duyarlı kısımlarındaki gümüş bromür parçacıklarını çözerek yüzeyden uzaklaştırır. Böylece fotoğraf ya da film üzerindeki görüntü stabilize olur ve ışıkla tekrar etkileşime girmesi engellenir.